Seyyid Nesimi Azerbaycanlı şairlerin en meşhurlarındandır. Azerbaycan Türkçesinin yıldızlarındandır. Hatta tüm Türk edebiyatını derinden etkilemiştir.
Çağatay sahasında Ali Şir Nevai, Nesimi’yi övmüştür. Kanuni Sultan Süleyman O’nun şiirlerine cevap veren şiirler kaleme almıştır.
Azerbaycan'da Azerbaycan Türkçesi ile uğraşan en yüksek akademik kurum olan dilcilik enstitüsüne Nesimi’nin ismi verilmiştir; ‘Azərbaycan Nəsimi Dilçilik İnstitutu’. Nesimî Dilcilik Enstitüsü, Türkiye'de kurulu bulunan TDK karşılığı bir işlev yürütmektedir. Bakü'nün merkezi meydanlarının birinde de Nesimî heykeli ve "Nesimî" metro istasyonu bulunmaktadır.
Murat Bardakçı Nesimi Hakkında;
Nesimi, o zamanlarda bir garip bakılan ve ‘‘dinden çıkma’’ kabul edilen ‘‘Hurufî’’ inançlarına bağlıydı… kâinatın ve insanın esasının ruh değil madde olduğunu, herşeyin temelinde ‘‘ses’’in bulunduğunu ve ölünün dirilmeyeceğini, ahıretin olmadığını söylüyordu. Aynı görüşler şiirlerine de aksetmişti. Derken hakkında fetva verildi ve Halep'te 1417'de diri diri derisi yüzüldü.
O sırada bile şiir söylemekten geri durmadı: ‘‘Sırr-ı selhinden Nesîmî'ye suâl ettim dedi / Reh-neverd-i Kâbe-i ışkız budur ihrâmımız’’ yani ‘‘Nesîmî'ye derisinin yüzülmesindeki sırrı sordum; cevabı aşk kâbesinin yolcularıyız, kâbeyi tavaf ederken ihram niyetine derimizi giyeriz oldu’’ dedi ve bu mısralar Türk Edebiyatı'nın en muhteşem ifadelerinden biri olarak kaldı... Demiştir.
Çağatay sahasında Ali Şir Nevai, Nesimi’yi övmüştür. Kanuni Sultan Süleyman O’nun şiirlerine cevap veren şiirler kaleme almıştır.
Azerbaycan'da Azerbaycan Türkçesi ile uğraşan en yüksek akademik kurum olan dilcilik enstitüsüne Nesimi’nin ismi verilmiştir; ‘Azərbaycan Nəsimi Dilçilik İnstitutu’. Nesimî Dilcilik Enstitüsü, Türkiye'de kurulu bulunan TDK karşılığı bir işlev yürütmektedir. Bakü'nün merkezi meydanlarının birinde de Nesimî heykeli ve "Nesimî" metro istasyonu bulunmaktadır.
Murat Bardakçı Nesimi Hakkında;
Nesimi, o zamanlarda bir garip bakılan ve ‘‘dinden çıkma’’ kabul edilen ‘‘Hurufî’’ inançlarına bağlıydı… kâinatın ve insanın esasının ruh değil madde olduğunu, herşeyin temelinde ‘‘ses’’in bulunduğunu ve ölünün dirilmeyeceğini, ahıretin olmadığını söylüyordu. Aynı görüşler şiirlerine de aksetmişti. Derken hakkında fetva verildi ve Halep'te 1417'de diri diri derisi yüzüldü.
O sırada bile şiir söylemekten geri durmadı: ‘‘Sırr-ı selhinden Nesîmî'ye suâl ettim dedi / Reh-neverd-i Kâbe-i ışkız budur ihrâmımız’’ yani ‘‘Nesîmî'ye derisinin yüzülmesindeki sırrı sordum; cevabı aşk kâbesinin yolcularıyız, kâbeyi tavaf ederken ihram niyetine derimizi giyeriz oldu’’ dedi ve bu mısralar Türk Edebiyatı'nın en muhteşem ifadelerinden biri olarak kaldı... Demiştir.